Rezin İnfiltrasyon Tekniği (Icon-DMG)

Başlangıç mine çürüklerinin tedavisinde rezin infiltrasyon tekniği minimal invaziv dişhekimliğinde yenilikçi bir yöntem olarak geliştirilmiştir. Bu yazının amacı, rezin infiltrasyon tekniğinin bilimsel esaslarına değinmek, klinik uygulamaların minimal invaziv diş hekimliği konseptine nasıl entegre edilebileceğini değerlendirmektir.

Rezin infiltrasyon tekniği minimal invaziv diş hekimliği konseptiyle mükemmel uyum gösteren, başlangıç çürük lezyonlarının tedavisinde yenilikçi bir yaklaşımdır. Çürük infiltrasyonu, daimi ve süt dişlerinin kavitasyon oluşmamış proksimal ve düz yüzey çürüklerinin tedavisinde yeni bir yaklaşımı temsil etmektedir. Bu yöntemin en önemli avantajı, sadece tek bir klinik seansta, diş yapısının invaziv olmayan bir müdehale ile korunmasının sağlanabilmesidir.

Rezin infiltrasyon tekniği ile çürük lezyonun ilerlemesinin engellenmesi invaziv restorasyonlar için bir alternatif olarak düşünülmelidir, fakat lezyonların erken teşhisi gerekmektedir.

 

Florür ve rezin infiltrasyon ile remineralizasyonun ve minimal invaziv diş hekimliğinin karşılaştırılmalı endikasyonlarının şematik gösterimi. Bu tedavi seçenekleri tek başına radyografilere dayalı kategorik bir karar oluşturma zorluğu göz önüne alındığında, rehberlik etmektedir;

 

Düşük vizkoziteli rezinlerin “çürük doldurma” amacıyla kullanıldığı çeşitli in-vivo ve in-vitro çalışmaların sonuçlarına dayanarak, 2009 yılında Berlin’deki Charité Üniversite Hastanesi ve Kiel Üniversitesi işbirliği ile DMG Firması tarafından önce Amerika’da daha sonra tüm dünyada piyasaya sürülen ICON isimli materyal bu amaçla kullanılmaya başlamıştır.

Rezin infiltrasyon tekniğinin prensipleri

Rezin infiltrantlar, lezyon gövdesinin kapiller yapısı içine hızlı bir şekilde penetre olabilen yapıda geliştirilmiş, ışıkla sertleşen rezin materyallerdir (TEGDMA). Bu materyallerin viskoziteleri düşük, mineyle olan kontakt açıları dar ve yüzey gerilimleri yüksektir.

Mine dokusunun %1 por hacmine sahip hipermineralize yüzeysel tabakası, ortalama 40 μm kalınlığındadır ve rezinlerin mine çürüğünün diğer tabakalarına ilerlemesini engelleyen bir bariyer gibi davranır. Bu nedenle başarılı bir tedavi için bu tabakanın uzaklaştırılması gerekmektedir ve bu amaçla mine lezyonlarının yüzeysel tabakasının kaldırılması için %15 HCL asitin 120 sn boyunca uygulanması etkili bir yöntemdir.

Rezin infiltrasyon tekniğinin temel prensibi, hipermineralize yüzeyel tabakayı aşan asitler ve çözünmüş mineraller için yayılma yolu sağlayan mikroporözitelerin rezin ile tıkanması sayesinde, lezyonun ilerlemesinin engellenmesi ve diş dokusunun dayanıklılığının artırılması esasına dayanır.

Rezin infiltrasyon tedavisinin endikasyonları

Genellikle sabit ortodontik tedavi gören hastaların braketleri çevresinde ve ağız hijyeni iyi olmayan hastaların plağı etkili olarak uzaklaştıramaması sonucu dişlerinin düz yüzeylerinde (fasiyal, lingual kole bölgeleri ve aproksimal yüzeyler) gözlenen beyaz nokta lezyonlarının tedavisinde etkili olarak kullanılan bir yöntemdir.

Aproksimal yüzeylerde uygulanacak mikroinvaziv tedaviye; çürüğün boyutları, mikrokavitasyon varlığı ve bu bölgede plak oluşum sıklığına göre karar verilir. Düzenli diş muayenelerinin ve çürük risk değerlendirmelerinin yapılması gibi hastayla ilgili faktörler de tedavi kararını etkiler.

Sonuç olarak, gözle görülebilecek kadar kavitasyon oluşmamış, mineyle sınırlı çürük lezyonlarda girişimsel tedaviler çok nadir tercih edilir. Rezin infiltrant ile sadece mikrokaviteler doldurulabilir. Bu nedenle, dentinin üst 1/3’ ünü geçmiş lezyonlarda  gözle görülebilir kavitasyon oluşacağından, bu tedavi uygun değildir. Özellikle çocuklar, genç yetişkinler ve ağız hijyeni motivasyonu eksik olan kişilerde görülen mine çürüğünün ilerlemesi, başlangıç aşamasında durdurulur. Rezin infiltrasyon yöntemi, lezyonun dentine ilerlemesini  yavaşlatır ya da önler .

Bu etkilere ilave olarak, rezin infiltrasyon tedavisinin minenin demineralize lezyonlarını kozmetik olarak maskelediği de görülmüştür. Mine lezyonlarının rezin infiltrant ile maskelenme prensibi lezyon alanındaki ışık saçılma değişikliklerine dayandırılmaktadır. Beyaz nokta lezyonlarında; demineralize minenin mikroporöz yapısı; kırılma indeksi sağlam mineye (1,62) daha yakın olan su (1.33) ile dolu olduğunda klinik olarak farkedilmezken;  daha düşük kırılma indekine sahip hava (1,0) ile dolu olduğunda beyaz opak bir görüntü oluşur. Dolayısıyla kırılma indeksi mineye daha yakın olan rezin infiltrant (1,475) uygulanmış beyaz nokta lezyonlarının görünümleri de sağlam mine dokusu ile çok benzerdir.

Araştırmacılar rezin infiltrasyon uygulamasının minenin başlangıç çürük lezyonları dışında da kullanımını değerlendirmişlerdir.

Hafif-orta derecedeki florozis ve hipoplazi renklenmelerinin minimal invaziv tedavisinde rezin infiltrasyon tekniğinin değerlendirildiği çalışmalar umut verici sonuçlar göstermiştir.

Minenin hafif gelişimsel beyaz lezyonlarının maskelenmesi için kullanılan rezin infiltrasyon tekniğinin değerlendiriliği vaka serisinde beyaz opak görüntünün maskelendiği görülmüştür.

Molar dişlerin okluzal fissürlerindeki çürüklerin durdurulmasında tercih edilen geleneksel bir yöntem olan fissür örtücü uygulaması ile düz yüzey başlangıç çürüklerinin tedavisinde kullanılan rezin infiltrasyon tekniğini kıyaslandığında, rezin infiltrantın çürüğün ilerlemesinin engellemesinde üstün başarı gösterdiği belirtilmiştir.

Diş erozyonlarının önlenmesinde rezin infiltrantın etkisinin değerlendirildiğinde ise, rezinin penetre olduğu mine dokusunun asidik ataklara karşı korunduğu görülmüştür.

Rezin infiltrasyon tekniğinin avantajları

  • Demineralize mineyi mekaniksel olarak destekler,
  • Düz sert alanları korur,
  • Yüzeysel mikroporözitelerin ve boşlukların sürekli olarak tıkanıklığını sağlar,
  • Derin demineralize alanlardaki porların tıkanmasını sağlar,
  • Lezyonun ilerlemesini engeller,
  • Sekonder çürük riskini azaltır,
  • Girişimsel müdahale gereksinim süresini geciktirir,
  • Uygulama sonrası pulpa inflamasyonu ve buna bağlı oluşan postoperatif hassasiyet riski yoktur,
  • Gingivitis ve periodontitise neden olmaz,
  • Demineralize olmuş labial yüzeylerde kullanımı sonucunda, beyaz opak lezyon görünümünü maskeler,
  • Hastalar tarafından kolay kabul edilebilir bir yöntemdir.

 Aproksimal bölgeye rezin infiltrasyon tekniğinin  uygulama aşamaları

ICON infiltrant içeriği (DMG, Hamburg, Almanya) ;

  • ICON-etch: Hidroklorik asit,  projenik silisik asit, yüzey aktif maddesi
  • ICON-Dry: %99 etanol
  • ICON-Infiltrant: Metakrilat esaslı rezin matriks (Trietilen diglisidil metakrilat- TEDGMA), başlatıcı, ilave materyaller

Uygulamaya başlamadan önce etkilenmiş ve komşu dişlere profesyonel proflaksi uygulanır ve artıklar uzaklaştırılır. Sonrasında termoplastik olmayan rubber dam uygulanır. Aproksimal bölgeye göre tasarlanmış uygulama ucunun buraya ulaşabilmesi için dişler, setin içerisinde bulunan plastik kamaların orta şiddette kuvvetle uygulanmasıyla 50 μm civarında bir ayrılma gösterirler.

Setin içinde bulunan Icon-etch şırıngasına aproksimal uç vidalanır ve uygulama ucundaki şeffaf bant iki diş arasına yerleştirilir. Bu bandın yeşil kısmının uygulama yapılacak mine tarafına gelecek şekilde yerleştirilmiş olmasına dikkat edilmelidir. Çünkü sadece bu alandan asit uygulanır. Vestibuler bölgelere HCL asit uygulaması için ise farklı bir uç takılır. Şırınga mili 1.5- 2 tur döndürülerek HCL asitin lezyona yeterli miktarda uygulanması sağlanır ve 2 dk beklenir. Mine yüzeyi tebeşirimsi bir görünüm aldığından, pürüzlendirmeden sonra kesinlikle kontamine olmaması gerekir. Eğer aksi gerçekleşirse 10 sn süreyle aşama tekrarlanır. Uygulama ucunun dişler arasından ayrılmasıyla hızlı bir şekilde su ile 30 sn süreyle yıkanır, sonrasında su ve yağ içermeyen hava spreyi ile kurutulur.

Setin içerisindeki Icon-dry şırıngasına uygulama kanülü vidalanır. Lezyon alanına şırıngadaki etanolün yaklaşık yarı miktarı uygulanarak 30 saniye boyunca beklenir. Su ve yağ içermeyen havayla kurutulur.

Daha sonra, aproksimal uç Icon-infiltrant şırıngasına vidalanır ve dişler arasına uygulama bandı yeşil kısım lezyon tarafına gelecek şekilde yerleştirilir. Vestibuler bölgelere rezin infiltrant uygulaması için ise farklı bir uç takılır. Lezyon alanına şırınga milinin 1.5 – 2 tur döndürülerek rezin infiltrantın yeterli miktarda uygulanması sağlanır. Aproksimal yüzeyler için 3 dk beklenirken, vestibuler yüzeylerde rezin infiltrantın daha iyi penetre olması için, uç 3 dk boyunca diş yüzeyine dairesel hareketlerle uygulanır. Aproksimal bölgedeki, uygulama bandı dişler arasından uzaklaştırılır ve artık materyaller diş ipi yardımıyla temizlenir. Rezin infiltrant, 40 sn süreyle ışıkla polimerize edilir. Işık cihazının dalga boyunun en az 450 nm  ve ışık yoğunluğunun en az 800mW/cm2 olarak sabit değerlerde tutulması önerilir. Yeni bir uç, rezin infiltrant şırıngasına vidalanır ve ikinci kez materyal uygulanır. Materyalin porlara infiltre olması için 1 dk beklenir ve yine 40 sn ışıkla polimerize edilir.

Rubberdam ve kama uzaklaştırılır, ince grenli polisaj bantları ve arayüz zımparaları kullanılarak yüzey bitirme işlemi yapılır.

 

Proksimal yüzey başlangıç çürüklerinde rezin infiltrantın uygulama aşamaları

 

Düz yüzey başlangıç çürüklerinde rezin infiltrantın uygulama aşamaları

Sonuç

Tedavi planması yaparken, ilerlemiş ve remineralize lezyon arasındaki farkı ayırt etmek için ayrıntılı klinik risk değerlendirmeleri yapılmalıdır. Koruyucu diş hekimliğinde rezin infiltrasyon uygulamaları, ilerleme riski yüksek olan başlangıç çürüklerinin tedavisinde başarılı sonuçlar göstermektedir. Böylelikle klinik uygulamalar sırasında sağlam diş dokusunun feda edilmesi ertelenmiş olur. Bu sayede hem başlangıç mine çürüğünün asidik ataklar karşısında ilerlemesi durdurulur hem de rezinin lezyon gövdesini desteklemesi sayesinde minenin mekaniksel uyaranlara karşı dayanıklılığı artar. Ayrıca, minenin beyaz lezyonlarının, kırılma indeksi diş ile uyumlu bir rezin ile doldurulmasıyla, beyaz opak görüntünün maskelenmesi ve hastanın estetik beklentilerinin karşılanması sağlanır.